30 Ocak 2015 Cuma

Kurumsal Eğitimlerde ROI

Felsefe, eğitimi "istendik davranışlar edindirme süreci" olarak tanımlar. Demek ki eğitim bir süreç, bu süreci belirleyen de "istendik davranış". Bunu bir çok eğitimde gözlemlemek mümkün. Yabancı dil eğitiminden tutun da, evcil hayvanınıza vereceğiniz tuvalet eğitimine varıncaya kadar bütün eğitimlerde "istendik davranış" vardır ve eğitimi belirleyen de budur.

Kurumsal eğitimlerde de durum farklı değildir. Peki, kurumsal eğitimlerdeki "istendik davranış" nedir? Kurumlar, çalışanları için bir eğitim satın aldığında, bu eğitimin sonunda, katılımcıların sadece "bilgilendirilmiş" olmasıyla yetinmeyecek, bu bilgileri alan katılımcıların çalışmalarında farklılıklar görmek isteyecektir. İşte, firmaların çalışanlarından beklediği "istendik davranış" budur.

Son kullanıcıya yönelik yazılım eğitimleri özeline inecek olursak; firmaların çalışanlarından beklentisi olimpiyat kriterleri gibidir: Citius, Altius, Fortius (Daha yüksek, daha hızlı, daha güçlü). Eğitim kurumları bunu bildiği için, içerikler buna göre hazırlanır, eğitimler buna göre şekillendirilir.
Buraya kadar sorun yok. Ne zaman ki müşteri, eğitimin ROI (Return On Investment - Yatırımın Geri Dönüşü) oranını hesaplamak ister, o zaman bazı yanlışlara düşmeye başlar.

Davranış eğitimlerinin çoğunda bunu hesaplamak çok zor, hatta bazılarında imkansızdır: Zaman Yönetimi, Kurumsal İmaj, benzeri davranış eğitimleri gibi.

Son kullanıcıya yönelik yazılım eğitimleri biraz daha ölçülebilir sonuçlar sunar. Kurumların Eğitim veya İnsan Kaynakları bölümleri bu sonuçlara ihtiyaç duyar haklı olarak. Eğitim bütçeleri oluşturulurken veya eğitim ihtiyaç analizleri yaparken vs.

En sık yapılan hatalardan birincisi şudur: Eğitimin başında, bir sınav yaparak, katılımcıların eğitimden önceki bilgisini ölçmek, eğitim sonunda aynı sınavı tekrar yaparak, katılımcıların bilgi artış miktarını ölçümlemek! Neden yanlış sonuçlar verir: Eğitmen ne kadar üstüne basa basa söylese de, katılımcı eğitimin değil, kendi başarısının ölçüleceğini düşünür. Kolay değil, 15~20 yıl boyunca girdiği yüzlerce sınavda hep kendisi "ölçülmüş, değerlendirilmiş". Bu yöntemde ısrar edilecekse, sınavlarda katılımcıların isimlerini sormamak, belirgin bir rahatlama sağlayacaktır.

Anket formları: Daha doğru sonuçlar verir. Eksiği şudur: Eğitim güzel geçmişse, eğitim kurumunun lobisinde bilardo masası, oyun konsolu vs gibi imkanlar ders aralarını şenlendirmişse, katılımcı anket formlarına yüksek puanlar verebilir. Ama belki de eğitimde anlatılan konuları hatırlamayacak, veya teoride hatırlasa bile uygulamayacaktır. Anket elbette ki yapılmalı, ama eğitimden bir hafta sonra, katılımcının eğitimi yeniden değerlendirilmesi istenmelidir.

Daha da iyisi, katılımcının eğitimden önce ve sonra performans ölçümünün yapılmasıdır.

Herkese verimli eğitimler :-)